Küresel Gazeteciler Konseyi'nin 'Küresel Medya' degisine yazdım: Objektif gazetecilik mi dediniz...
Did you say objective journalism?
O yazı:
Objektif gazetecilik mi dediniz…
Basın yayın okulunda bize, “Gazeteci hürdür, haber halk içindir, objektiflik esastır” diye öğrettiler.
Hocalarımız çoğunlukla, gazeteciliği teoriden ibaret olan insanlardı. Gazeteciliği bize, kimya formülü gibi, laboratuvar ortamında hassas terazilerde hazırlanmış formüllerle anlattılar.
Batı toplumlarını medeniyete taşıyan yayın organlarına, onların güç odaklarından bağımsız hareket kabiliyetine, din, ırk, milliyet ayrımı yapmayan sınırsız bağımsız hallerine vurgu yaptılar.
New York Times’ı, CNN’i, Guardian’ı, BBC’yi, Le Monde’u, Deutche Welle’yi anlatıp, gerçek gazeteciliğin kaleleri olarak kafamıza kazıdılar.
O gazla gazete koridorlarına adım attığımızda, kendimizi dünyayı kurtaracak adamlar olarak hissediyorduk.
EMBEDDED
Benim ulusal anlamda gazetecilik tecrübelerimi pekiştirdiğim yılların başıydı. Amerika Birleşik Devletleri 1991’de Irak’a operasyon düzenledi. O operasyon aynı zamanda, bize basın yayın okulunda öğretilen objektif, özgür, dünya basınının gerçek yüzünü görmemiz için iyi bir fırsat doğurmuştu.
Başta CNN ve BBC olmak üzere, batı medeniyetinin anlı şanlı yayın organları oradaydı ve bize ‘objektif’ gazeteciliğin örneklerini canlı yayında sunuyorlardı.
O yıllarda çokça duyduğumuz bir kavram vardı: Embedded yani, ‘iliştirilmiş’ gazetecilik… Yani Irak operasyonunu yapan ABD ordusuna iliştirilmiş. Askerlerle birlikte operasyonlara katılan, dünyaya onları kahraman, karşılarına çıkan herkesi düşman olarak gösteren. Resmi açıklamanın dışında hiçbir olguyu doğru kabul etmeyen, gizleyen ve yayınlamayan gazeteciler…
Ne ala…
ONLARI ARTIK TANIYORUZ
Bir ülkenin resmen işgal edilmesini bize, ‘kurtuluş, özgürlük’ diye sunuyorlardı. Ve bunu yapanlar da dünyanın en iyi, en objektif gazetecileriydi.
Bizler bu ‘objektif gazeteciler’ sayesinde,
Irak operasyonunun gerçekte ne anlama geldiğini, yönetilemez hale gelen Orta Doğu kan gölüne döndükten sonra,
Milyonlarca insan katledildikten, evlerini yurtlarını terk etmek zorunda kaldıktan sonra,
Başta petrol ve değerli madenler olmak üzere bölge yağmalandıktan sonra tam olarak anlayabildik.
Embedded’ler, 11 Eylül 2001’den sonraki süreçte, daha ‘özgür’ bir dünya kandırmacasıyla tezgahlanan ‘bahar’ operasyonlarında, Suriye’de, İsrail’in masum insanlara uyguladığı katliamlarda hep o bildik ‘objektif’ gazeteciliklerini icra ettiler.
Dünyanın üzerini karabasan gibi çöken talihsiz olayların çoğunda, malum ‘objektif gazeteciler’in büyük günahı var.
Türkiye’ye batının çektiği operasyonlarda, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık ihanetlerinde ve 15 Temmuz katliamında…
İşbirlikçi yerli suç ortaklarıyla birlikte karanlık senaryoları yazanlar… Tepki gösterdiğimizde de “E ama sizde basın özgür değil, insan hakkı ihlalleriniz var, demokrasiyi özümseyemediniz” diye bizimle alay edenler, yine onlardı.
sabanarslan1@gmail.com
Objektif gazetecilik mi dediniz… Did you say objective journalism?
Reviewed by sabanarslan.com
on
Pazartesi, Ağustos 02, 2021
Rating:

Hiç yorum yok:
Küfür ve hakaret içerin yorumlar yasaktır, yayınlanmaz. Yorumlama Biçimi tercihlerinden "Ananoim'i tercih ederek, herhangi bir hesaba bağlanmadan yorum gönderebilirsiniz.