Röportaj fikri spontane gelişti. Pazartesi Haliç
Kongre Merkezi'nde, gazetemiz tarafından düzenlenen Konut Kurultayı'nda
karşılaştık Ali Ağa ile. "Ağam bi selfi çektirelim mi" diyenden
geçilmiyor... "50 doların varsa niye olmasın.." Gençlerden biri,
"Ben senin resmini çektim, bana sen ver 50 doları..." Ağa
yapıştırıyor meşhur cevabını: "Ben versem bin dolar veririm. Fakir miyim
ki 50 dolar vereyim..."
Her cümlesinde espri, ironi, hiciv var. Ciddi işleri
bile esprili, hatta küfürle karışık anlatıyor. "Atlıyorum üstü açık Rolls
Royce'uma, Gazi Mahallesi'ne, Mustafa Kemal'e, arsa bakmaya gidiyorum"
diyor. "İstersen gel beraber çıkıp Rolls Royce'umla gezelim Boğaz'da..."
diyor bana. Çarşamba için sözleşiyoruz.
SİZE GICIK OLUYORDUM
Onu hepiniz tanıyorsunuz. O kadar medyatik ki. Son on
yıldır inşaat alanında yaptığı spekülatif ticari faaliyetlerin yanında, özel
hayatıyla da hiç gündemden düşmedi. Yaşça kendisinden çok genç eşleri, sosyal
medyadaki, "Fakir miyim ki..." diye başlayan olaylı paylaşımları.
Ali Ağa'nın, abartılar üzerine kurulu bir yaşam tarzı
var. Ortaköy'de, dünyanın en güzel manzarasına sahip muhteşem malikanesinde
kahvaltı yapıyoruz beraber. Birinci, ikinci, ortanca, sonuncu eşlerini
konuşuyoruz. Üstü açık Rolls Royce'una atlayıp, Boğaz'da turluyoruz, beraber
'arsa bakmaya' gidiyoruz...
Öncelikle şunu vurgulamalıyım. Aslında ilgimi çekmeyen
ama bir o kadar gıcık olduğum bir tipti. Bunu kendisine de söyledim, "Daha
önce size gıcık oluyordum" dedim. Ama 17-25 Aralık'taki hain komplo
karşısında dik duran az sayıda kişiden biri olması, ona karşı olan tüm olumsuz
fikirleri, ön yargıları silip süpürmüştü.
KIRMIZI NOKTALI SOHBET
Boğaziçi Köprüsü'nün Ortaköy ayağındaki koruluk
alan... Alarko Holding tabelasının altından geçip yukarı kıvrılıyoruz. Ali
Ağaoğlu, yardımcılarıyla birlikte kapıda karşılıyor bizi. Oturur oturmaz teybi
açmak için izin istiyorum. "Aç aç, saklayacak bir şeyim yok. Bende her şey
açık, şeffaf" diyor. Yazarken tıraşlamak zorunda kaldığım, bol kırmızı
noktalı söyleşimiz başlıyor.
Hayat hikayesi çok meşhur malum Ali Bey'in. Burada
şimdi uzun uzun anlatıp kafanızı şişirmeyeyim. Oflu bir müteahhit babanın 4
çocuğundan biri. Lise sondan terk, falan...
Aslında, hafta sonu insanları biraz gülümsetecek geyik
bir sohbet arzuluyorum ama sohbet otomatikman Zekeriya Öz ve Fetullah Gülen
örgütüne doğru yöneliyor; "Beni Zekeriya (Öz) bile korkutamadı be"
diyor.
- Fetullahçılarla 17 Aralık öncesi aranız
nasıldı. Himmet vermiyor muydunuz yani?
- 2013 Türkçe Olimpiyatları'na sponsor oldum. Türkçe
öğrettikleri çocuklarla görüştüm. O çocuklar yarın bir gün o ülkenin başbakanı,
bakanı olacak belli ki. Güzel ve zekice tasarlanmış bir proje. Çok güzel, milli
bir proje olduğunu düşünüyoruz ya. Zannediyoruz ki projenin arkasında bizim
devletimiz var.
Cumhurbaşkanı'nın (Erdoğan) yanındaydım açılış
konuşmasında. Ama ben o zaman bir şeyleri fark ettim orada. Bir şarkı çalındı
Atatürk Olimpiyat Stadı'nda. "Böbürlenme padişahım. Senden büyük Allah
var" diye... Bunların Erdoğan'la bir sorunu olduğundan şüphelenmiştim.
Samimi değillerdi.
- Benim en çok takıldığım nokta, sizin
gözaltına alınmanız. Siz adamı (Zekeriya Öz) jest yapıp tatile göndermişsiniz
üç ay önce. Adam sizin parasını ödediğiniz şezlongda uzanmış güneşleniyor.
Kendisine bağlı polisler aynı saatlerde İstanbul'da sizinle ilgili operasyon
yapıyor.
- Aynen... Daha garip olan, kaldığım nezaretteki
somyalar benim verdiğim parayla yapılmıştı. Ben yaptırdım nezareti evet. Tahtaymış
eskiden. 20 santimlik sünger koydurdum nezarete. Hayatımda hiç uyumadığım kadar
rahat uyudum orada. Herkes bağırıp çağırdı sabaha kadar. Ben vurdum kafayı, 18
saat uyudum.
- Nasıl bir geceydi sahi.
- Ooo çok kötü geceydi. Fatih Belediye başkan yardımcısıyla
aynı yerde kaldım. Polisler bana, "Birilerine haber göndermek falan ister
misin" diye sordu. "Allah'a haber verin" dedim. Şaka bir yana.
İnsan üzülüyor tabi. Ben trafik polisine selam veren adamım. Faşist değilim ama
milliyetçiyim. Atatürk'ü severim ama Atatürk'ü kullananlardan değilim. Beni
alırken çok zorlandılar tabi. 4 evime, 4 karıma ayrı ekip gönderdiler. Beni
Aataşehir'de büyük hanımın evinde buldular.
- O gece işleri çoktu onların.
- Taş Yapı'nın sahibi Emrullah da orada. Emrullah
"Ooo ne iyi, dostlarım beni ziyarete gelmiş..." dedi. Ne ziyareti.
Biz de gözaltına alınmışız.
- Sizi Zekeriya Öz mü sorguladı?
- Hayır ya, başka biri.
- Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'i,
Zekeriya'nın oteline inşaat izni vermedi diye gözaltına aldılar biliyorsunuz.
- Eften püften gerekçeler evet... 3 gün gözaltında
kaldım. Benim tek suç delilim telefon konuşmam. Telefonda "Patronla
görüştüm" diye bir ifadem var. Bana sorulan tek soru şu: Patron kim? Kaç
para verdin? Sektörün önemli bir ismiyim tabi. Anladım ki biz figüranız. Asıl
hedef Başbakan. Senaryo belli, yeni kabine bile hazır. Başbakan'ı, bakanları
hazırlamışlar. Birkaç ay sonra da Amerika'daki (Fetullah Gülen), salya sümük
dönecek Türkiye'ye. Sarayını bile yapmışlar. Adliyenin -7'nci katında ifade için
beklerken polislere, "O Zekeriya'nın ... dedim. Sonra da dediğimi yaptım.
- Hedeflerinden biri de TÜRGEV'di tabii.
- TÜRGEV'den Tayyip Bey'in oğlu Bilal Bey'e
ulaşacaklar. Bana oradan takıyorlar; "TÜRGEV'e yardım etmişin" diye.
Suç mu bu...
![]() |
Ali Ağaoğlu ile Ortaköy'deki evinde konuştuk |
RIZA SARRAF'A ŞEREF MADALYASI TAKMALIYDIK
- Rıza Sarraf da o gece oradaydı değil mi?
- Rıza Sarraf'ı da gözaltına almışlardı. Rıza'yı
tanımam. Rıza bu ülkeye kötülük yapmadı ki. Amerika'nın tezgahları bu
yaşadıklarımız. Kendi bankalarını kullanamıyorlar, parayı bizim Halkbank
kazanıyor diye yaptılar bu işleri hep. Bu ticaret İran'ın da işine yaradı.
Paraya ihtiyacı var. Adamın malı var satıyor, Türkiye de satın alıyor. Burası
adam gibi bir ülke olsaydı. Rıza Sarraf'ı hapse atmak yerine şeref madalyası
takardık.
Bürokrasideki Paralel çete yüzünden 300 milyon dolar kaybettim
Ali Ağaoğlu, bürokrasiden ve Paralel çeteden çok
dertli. "Hala bürokraside Paralel örgüt etkili" diyor ve Bakırköy
projesinde nasıl 300 milyon dolar kaybettiğini anlatıyor:
Bürokrasideki Paralel çete yüzünden 7 yıl ruhsat
alamadım. Bana söz verdikleri halde. Kıytırık şirketlere kayyum atanıyor.
Bürokraside hala çok güçlüler. Gözünün üzerinde kaşın var diyor diyorlar.
AMELEYİ BİLE DİNLERİM
- Kaç kişilik yakın çalışma ekibiniz var.
- Çok var. Ekibim iyidir. Zaten ortada bir başarı varsa bu ekip sayesindedir. Dinlerim onları. Gerçi ben ameleyi bile dinlerim. Kazma kürek nasıl tutulur, gider ameleden öğrenirim. Sene 1982. Bostancı şantiyesine gece tuğla geldi. Amele kıraathanesine gittim. Adamlar kağıt oynuyor. Güzel de giyinmişim böyle. Her zaman güzel giyinirim zaten ben. Adamlar fazla para istedi. Öyle mi dedim, yanaştırdım kamyonu. Bir kamyon tuğlayı bekçiyle beraber boşalttım. Gömleğim, göğüslerim falan paramparça oldu. Lağım tıkansa elimi sokar açarım. Benim egom yoktur.
- Çalışanlara iyi para veriyor musunuz?
- Veriyorum. Bir amele günlük 70-80 lira alır.
Sigortası almayan iş başı yapamaz. Bizim iş güvenliği açısından bir şantiyede
186 kişi çalıştırıyoruz. İş güvenliği konusunda çok titizim ben.
Solun olduğu yerde ot bitmez
- Siyasete girdiniz mi hiç? Girmeyi
düşündünüz mü?
- Hayatta girmem. Ama bir parti kursam CHP'den daha
fazla oy alırım.
- Sağcı mısınız, solcu mu?
- Tabii ki sağcıyım. Solun olduğu yerde ot bitmez. Nurettin Sözen İstanbul'u mahvetmiştir. Türkiye'nin en önemli sorunu adam gibi muhalefetin olmamasıdır. Olsaydı bugün yıllık gelir 20 bin dolardı.
- Tabii ki sağcıyım. Solun olduğu yerde ot bitmez. Nurettin Sözen İstanbul'u mahvetmiştir. Türkiye'nin en önemli sorunu adam gibi muhalefetin olmamasıdır. Olsaydı bugün yıllık gelir 20 bin dolardı.
BEN VE DİĞER ERKEKLER
- 'Çok yakışıklı bir adam değilim'
demişsiniz.
- Türkiye'nin en yakışıklı ikinci adamı benim.
Birincisi diğer tüm erkekler.
- Ben sizden daha yakışıklı olduğumu iddia
ediyorum mesela...
- Ben senden daha karizmatiğim. Kafana
bak, kel...
- 'Yoksa bu kadınlar benim param için mi
geliyor' dediğiniz oldu mu hiç?
- Yok hiçbir zaman öyle demedim.
Doğal olduğum için başarılıyım
- Siz aslında son derece ciddi birisiniz.
Bu matrak tarzı, pazarlama taktiği olarak mı kullanıyorsunuz. Yaptığınız her
şey patlıyor çünkü.
- Ben hayatımda her zaman, ya olduğum gibi ya da
göründüğüm gibi olurum. Bu yüzden başarılıyım.
- Bu binaları evleri yapıyorsunuz. Halkın
bu konut ihtiyacı bitmez mi. Konutta kriz olacak diyorlar.
- Konut satışları en az 25-30 sene daha böyle devam
eder. Şu anki hızımızı daha da artırmamız lazım. Nüfusumuz dinamik çünkü.
- Kaç konut yaptınız bugüne kadar?
- Bugüne kadar 35 binin üzerinde konut yaptım. Toplu
konutun patladığı 80'li yıllarda, aynı anda bin konutlu inşaatlar yaptım. Şu an
bizim için bin konutlu projeler çocuk oyuncağı.
BODRUM'UN YARISI BENİMDİR MESELA...
- Şöyle bir imaj var sizinle ilgili:
"Tayyip Erdoğan döneminde bu adam vurgunu yaptı. O yüzden Tayyip Erdoğan'a
destek veriyor..."
- Ben inşaatı yeni yapmıyorum ki. Taa Özal döneminde
başladım. Babam büyük projeler yapardı. 1988'de helikopterle Bodrum'a gidip,
oradan Uludağ'a geçerek otel alabilen kaç adam vardı? Konutu sığınak olmaktan
çıkarıp yaşam biçimi haline getiren firma benimdir, Ağaoğlu'dur.
- Şu anki ekonomik büyüklüğünüz nedir Ali
Bey?
- Parasal değerini hesaplamadım. Ama şu anda 15 binin
üzerinde adam çalıştırıyorum. Devam eden 6-7 inşaat var. Bakırköy'de Central
Park diye bir projeye başlıyorum yakında. Reklamında gene ben oynadım.
Bodrum'un yarısı benimdir mesela...
- Sinan Çetin mi çekti yeni reklam
filminizi yine?
- Yok yok. Yabancı bir yönetmen çekti.
- Neden Sinan Çetin'den vazgeçtiniz.
- Sinan Çetin mezun oldu artık. Çok güzel işler yaptık
önceden. Dostumdur. İyi arkadaşımdır.
Çapkın olsam İstanbul'u teşbih gibi dizerim...
- Bugüne kadar kaç kadınla ilişki
yaşadınız?
- Öyle düşünüldüğü gibi komün hayatı falan
yaşamıyorum. Bir ilişkiyi bitirip diğerine başlıyorum. Semra hanım nikahlı
eşimdir ama biz 15 senedir ayrıyız. Hala nikahımız var ama. Şu anda en iyi
kankamdır. Çocuklarımın annesi ve en saygı duyduğum kadındır. Bin kere dünyaya
gelsem yine Semra hanımla evlenirim. Çok güzel bir beraberliğimiz oldu ama
yürütemedik. İkincisi Ayten Alpar'dır. O Amerika'ya eğitim için gitmişti.
Çocuğu orada doğurdu. Ben de o gidince başka birine aşık oldum yani. Üçüncüsü
Petek Ertüre'dir. 4 kadından 5 çocuğum var. Banu hanım var bir de eski
bankacıdır. Ondan da bir çocuğum var. Şu an beraber olduğum güzel bir bayan
var. Hiç basında çıkmadı. O gizli kalsın. (Magazin basınına duyurulur) Her
hafta sonu çocuklarım yanıma gelir. İkisi reklam filminde de oynadılar zaten.
- Geçen hafta bir dizide, sizin gül
esprinizi kullandılar. Bir oyuncu, "Ben fakir miyim ki karanfil bırakayım,
gül bırakırım."
- Bizim repliği kullanmışlar, altına da Çiçek Sepeti
sponsor olmuş.
- Valla iyi bir reklam malzemesisiniz.
- Benle ilgili çıkan haberler en çok okunan haberler
oluyor.
- Bugüne kadar isteyip de elde
edemediğiniz birşey oldu mu?- Yok, Allah'a şükür olmadı. Hep mücadele etmişimdir. Hedefi olmayan insan boş
çuvaldır. Boş çuval ayakta durmaz. Muhafazakar yanım hep vardır, inancım tamdır.
Ben sadece inancın şeklen olduğuna inanmıyorum. Hacca gitmiş insanımdır.
Hayatım boyunca ne işimde ne özelimde yamuk yumuk hiçbir şeyin içinde olmadım.
Utanacak hiçbir şey yapmadım. Her gece yaptığım her şeyi muhakeme ederim.
Hayattaki tek keşkem sigaradır. Bırakamadım. Günde 2 paket içiyorum.
- Toplumun büyük kesimi muhafazakar. Son
dönemde kadın cinayetleri de çok fazla olunca "Ali bey ulu orta pervasızca
ayıp işler yapıyor" gibi algı oluştu sanıyorum. Çapkın bir adamsınız.
- Beraber olduğum kadınları hiç aldatmadım.
- Ortanca eşiniz, "Amerika'ya doğuma
gittiğimde beni aldattı" diyor...
- Aldatma değil. İlişkimiz bitti, başka biriyle
beraber olmaya başladım.
- My Home reklamında oynayan Rus mankenle
ilişki yaşadığınız yönünde dedikodu geldi kulağıma...
- (Gülüyor) Bilemem. Güzel şeyleri severim ben.
- Cumhurbaşkanı'yla aranız nasıl. Bu
aykırı çıkışlarınıza kızdığı oluyor mu?
- Ataşehir Mimar Sinan camisine gelmişti, ben de
gittim. Biraz uzun ya, baktı bana şöyle. "Bu biraz hovardadur ama iyi uşakdur"
dedi. Bir tanesi dedi ki "Bu hayatında namaz kılmaz." "1981'de
hacca gittim, namaz kıldım" dedim. "Ooo benden önce gitmişin
hacca" dedi, kapattı konuyu.
- Her kesimden çok kızanlar var size...
- Bana elitist geçinen 8 bin 10 bin kişi saldırıyor. Çoğu kıskancından.
Kendini bir b.k zannedenler kızıyor. Bunlar on kere yapar bi şey olmaz. Ben bir
kere yaparım on kere yazılır. Bende gecelik ilişki hayatta yoktur. Bütün
ilişkilerim uzun sürelidir. Öyle çapkın bi adam olsam, İstanbul'u tesbih gibi
dizerim. Utanacağım bir kadınsa zaten koluma takmam. Hayatım boyunca hiçbir
kadına parmak dahi kaldırmadım.
- Aydan hanıma (Ortanca eş) röportaj
iznini siz mi verdiniz?
- Tabi
- Yanlış şeyler söyledi mi. Kızdınız mı
ona. "Sperm bankasından yapacağıma Ali'den çocuk yaptım" falan.
- Röportajı yapan gazeteci orda ön yargılı.
Sıkıştırmak için lafları çarpıtarak söyledi. Ona da çok ağır laflarım olacak.
Bir gazete bana bir ara öyle bir saldırdı ki... Ziraat Bankası'na saldırsalar
öyle, batardı. "Gidin paranızı geri alın" diye manşet attı.
- Ekonomik olarak sıkıntı yaşadınız mı
gerçekten böyle.
- Hiç hiç. O gazeteci daha sonra geldi yanıma özür
diledi.
- Gazetecilerle kavga etmek doğru mu. Hoş
değil bence...
- Bana istediklerini söylesinler ama aileme
saldırılırsa yaparım. Bir gazeteci var mesela. Benimle röportaj yapmak istiyor
uzun zamandır. Ailem hakkında ağır şeyler yazıyor ilgi çekmek için. Ona da bir
'sürprizim' olacak yakında.
- Eski eşleriniz başka birileriyle
birlikte olsa kızar mısınız.
- Hayır. Herkes özgürdür. İlişkim bitmişse karışmam.
Para Ali
Ali Ağaoğlu'nu ti'ye alan bir çocuk var sosyal
medyada. Para Ali nick name'iyle twitter'da fenomen. "Kimdir bu adam"
dedim. Çağırdılar geldi. Adı Raif Günden. Diyarbakırlı. Üniversitede grafik
tasarım okuyor.
- Sevmiyor musun Ali beyi, niye
çakıyorsun...
RAİF: Seviyorum ama sağlam çakıyordum... Ama daha
sonra sevmeye başladım. Bir hesap açtım Para Ali diye. İki ayda 100 bin oldum.
Beyaz Şov'a falan çıktım. Bana bir mail geldi, "Ali bey seninle görüşmek
istiyor" diye. Geldim görüştüm, sağ olsun bana iş teklif etti. Üç yıldır
Ağaoğlu'nun sosyal medya hesaplarını yönetiyorum.
- Sana ne kadar para veriyor.
RAİF: Onu söylemem.
- Bizim genel müdür Hasan bey buna dedi ki ulan
"Biraz usturuplu yaz..." Ben de dedim ulan "Çakmaya devam,
bildiğin gibi yaz." Yazıyor işte. "Ben fakir miyim ki" repliği
ona ait.
- Ali beyi tanımadan önceki mesajlarınla
şimdikiler arasında fark var mı.
RAİF: Şimdi daha rahatım. Önce korkuyordum. Mesela 17
Aralık sürecinde yazmadım. Ali bey bana dedi ki "Neden yazmadın."
Sonra gene başladım çakmaya.
- Takipçisi kaç Para Ali'nin şu an.
RAİF: 444 bin olmuş, artıyor sürekli.
AA: Benim haberlerim öyle. Arabamla ilgili yaz, en çok
okunan o oluyor. Sevgilimi yaz, en çok o oluyor. Bir yazar ilgi çekmek için sürekli
benden bahsediyor. Beni yazmadığı zaman 20 bin, yazdığı zaman 750 bin
tıklanıyor.
Telefonum 35 bin euru
Rolls Royce'la gezerken telefonuna gözüm takılıyor.
Eski model, on yıllık falan. Meşhur, Verto markalı. "Ağa bu nasıl telefon
böyle... Altın kaplama mı yoksa."
AA: Kaplama değil altın... 35 bin Euro... Fotoğraf
bile çekemez. Sosyal medya falan kullanmam. Para Ali dışında şirketin hesabı
var o kadar. Ben mesaj atmasını bile bilmem.
Bürokrasideki Paralel çete yüzünden
300 milyon dolar kaybettim
Ali Ağaoğlu, bürokrasiden ve Paralel çeteden çok
dertli. "Hala bürokraside Paralel örgüt etkili" diyor ve Bakırköy
projesinde nasıl 300 milyon dolar kaybettiğini anlatıyor:
Bürokrasideki Paralel çete yüzünden 7 yıl ruhsat
alamadım. Bana söz verdikleri halde. Kıytırık şirketlere kayyum atanıyor.
Bürokraside hala çok güçlüler. Gözünün üzerinde kaşın var diyor diyorlar.
Panama'da hesabım yok
yüzde yüz yerli ve milliyim
- Panama'da off-shore hesabı olan
Türklerden biri siz misiniz yoksa?
- Allah korusun. Benim yurtdışında bir kuruşum, evim
bile yok.
- Miami'de evi olanlardan değil misiniz,
herkesin var.
- Bırak Miami'de evi, hayatımda bir defa olsun
Amerika'ya gitmedim.
- Sizi Donald Trump'la kıyaslıyorlar...
- Ben faşist değilim. Milliyetçi, vatansever,
liberalim. Yüzde yüz yerli ve milliyim.
- Dubai'de yatırımınız var sanıyorum.
Başka...
- Yatırım yok orada. Sadece büyük bir ofisim var. Başı
sıkışan her Türk benim ofisime gider. Orası Türk ofisi gibi çalışıyor. Parası
bitenlere harçlık bile veriyoruz.
- Yeni MB Başkanı'nı nasıl buldunuz.
Faizler düşer mi?
- Tanımıyorum kendisini. Ama iyi olduğu söyleniyor. Faizler yüzde 1'in altına düşmesini bekliyorum. Bu faiz oranlarıyla Türkiye'de yatırım yapmak çok güç. Genç nüfusa iş ve aş vermezsen olmaz. Genç insan kaynağı el bombası gibidir. İş ve aş vermezsen, el bombasını karşıya atarsan patlar. Elinde patlarsa seni imha eder. Onun için Türkiye yüzde 5'in üzerinde büyümeye muhtaç bir ülkedir.
- Tanımıyorum kendisini. Ama iyi olduğu söyleniyor. Faizler yüzde 1'in altına düşmesini bekliyorum. Bu faiz oranlarıyla Türkiye'de yatırım yapmak çok güç. Genç nüfusa iş ve aş vermezsen olmaz. Genç insan kaynağı el bombası gibidir. İş ve aş vermezsen, el bombasını karşıya atarsan patlar. Elinde patlarsa seni imha eder. Onun için Türkiye yüzde 5'in üzerinde büyümeye muhtaç bir ülkedir.
Of'u çıkart Amerika bile olmaz
- Oflusunuz. Çok fazla Oflu'yla
karşılaşıyoruz son dönem. Başta müteahhit olmak üzere. Hepsi de göz önünde. Bu
tesadüf mü?
- 3 milyar Oflu var dünyada. United States of
Amerika... Of'u çıkart, Amerika bile olmaz.
Sakıp Sabancı'ya benziyor musunuz biraz?
Yok. Gerçekten iş hayatında saygı değer bir insandır
Sakıp Ağa. Onun şahsiyeti kendinedir, benimki kendime. Hayatta örnek aldığım
idol babamdır. Başarılı bir iş adamıdır. Ondan sonra rahmetli Sabancı. Üç erkek
bir kız kardeşim var. Ablam ev hanımı, eniştem rahmetli oldu. Bir kardeşim
babamın işini devam ettiriyor. Bir kardeşimle de beraberiz. 1977'de ben
babamdan sıfır halde ayrıldım. Cebimde bir simit parası bile yoktu. Bir kuruş
almadan ayrıldım. Babamdan aldığım en büyük servet iş yapma yeteneğidir. Annem
sağdır, babamı üç sene önce kaybettim.
Sen sniper gibisin, buralarda
harcanma
Ali Ağaoğlu’nun havalı mermi
atan bir tüfeği var. Misafirleriyle beraber, balkondan, 20 metre uzağa koyduğu
objelere atış yapıyor. Tüfeği bana verdi ve “Denemek ister misin” dedi. Malum
ben de Karadenizliyim. Üç elmanın üçünü de 12’den vurunca irkildi. “Ağa bu
hedef çok iri. Daha küçük bişey yok mu dedim. Oradan ağaçtan, misket
büyüklüğünde bir limon alıp hedefe koydum. İki sefer attım ikisini de vurdum.
Sonra da tüfeği Ali Ağa’ya uzattım, “Buyur sen at” dedim. “Yoo bu aşamadan
sonra ben artık atmam. Rezil mi olayım. Sen sniper gibisin. Burda harcanma”
dedi.
400 lira çay parası
Ali Ağaoğlu, dünyanın en çok
Rolls Royce’una sahip iki kişisinden biri olmakla övünüyor. “Kaç tane var” diye
soruyorum. “On civarı” diyor. Sayılarını bile bilmiyor. Röportaj için
sözleşirken, Rolls Royce’a binip gece kondu semtlerinden ‘arsa bakmak’ için
anlaşmıştık. 2011 model Rolls Royce’a bindik, sahilden Bebek Rumelihisarı’nı turladık.
Yol boyu rastladığımız insanlar, Ali Ağaoğlu’na büyük ilgi gösterdi.
Küçükarmutlu Reşitpaşa bölgesine girdik. Reşitpaşa’da bir kahvehanede çay
içtik. Ali Ağa’nın gelişi, kentsel dönüşüm bekleyen mahalle halkını çok
heyecanlandırdı. Kahvedekiler, Ali Ağa’ya, kentsel dönüşümle ilgili öneriler
getirdiler. Ali Ağa, kalkarken 400 lira çay parası bıraktı. Az ilerde bir
çocuk, “Abi bi 50 lira versene” deyince, Ali Ağa 200 lira da ona verdi… Çocuk
havalara uçtu.
Telefonum 35 bin Euro
Ali Ağa’nın hayatı abartılarla
dolu. Eşleri, arabaları, kişisel eşyaları. Bir ara telefonuna gözüm takıldı.
Baktım ağır; yarım kilo falan. “Altın kaplama mı bu” diye sordum. “Hayır altın”
yanıtını veriyor. “Vertu. 35 bin Euro. Artık üretilmiyor. Telefonla sadece
konuşurum. Resim bile çekmez bu telefon. Mesaj atmasını bile bilmem” diyor.
İşçilerle iyi bir sinerjisi var
Röportajımızı, Ali Ağaoğlu’nun
Maslak’taki 1453 projesinin yemekhanesinde bitirdik. İşçiler biz gittiğimizde
yemeklerini yeni bitirmişlerdi. Biz de karavanadan yedik, sonra sıra fotoğrafa
geldi. Selfi çektirmek için, kareye girmek için büyük bir yarış başladı.
Sinan Çetin'i emekli ettim
Ali Ağaoğlu bu ara bütün dikkatini, Bakırköy’deki Central Park projesine
vermiş. Reklam filmi çekmişler, yine kendisi oynamış. Çocuklarını da oynatmış
filmde bu sefer. “Yine Sinan Çetin mi çekti” diyorum. “Onu emekli ettim.
Yabancı bir yönetmenle çalıştık” diyor. Filmi, İngiliz
yönetmen Babak Zand Goodarsi ile Fransız görüntü Yönetmeni Jean Paul Seresin
çekmiş. Fotoğrafta Ali Ağa, Petek Ertüre’den olan oğlu Ali Ege ile birlikte
görülüyor.
Haberin Sabah Gazetesi'ndeki linki: http://www.sabah.com.tr/pazar/2016/04/17/8-10-bin-elitist-bana-gicik-oluyor
Haberin Sabah Gazetesi'ndeki linki: http://www.sabah.com.tr/pazar/2016/04/17/8-10-bin-elitist-bana-gicik-oluyor
Ali Ağaoğlu: 8-10 bin elitist bana gıcık oluyor. Beni kıskanıyorlar
Reviewed by sabanarslan.com
on
Pazar, Nisan 17, 2016
Rating:

Hiç yorum yok:
Küfür ve hakaret içerin yorumlar yasaktır, yayınlanmaz. Yorumlama Biçimi tercihlerinden "Ananoim'i tercih ederek, herhangi bir hesaba bağlanmadan yorum gönderebilirsiniz.